Hep duyarız kadınlar çiçektir aman suyunu unutmayın.
Kadınlar böcektir, aman nazı niyazı çekilmez.
Kadın bakımlı olmalı, kadın
hamarat olmalı, kadın hem üç çeşit yemek yapmalı, hem evi temiz tutmalı, hem
para kazanmalı, hem çocuğa bakmalı, hem defileye çıkacak manken gibi görünmeli.
Kadınlardan ortak cevap: BU İMKANSIZ!
Değil. DEĞİL. Nasıl mı değil? Hiç evlilik yaşamamış biri
olarak konuyu o açıdan ele almayacağım, ama genç yaşlardaki kadın erkek
ilişkileri üzerinden konuşmak istiyorum. Bir kadın stres düzeyinde kıskançlık
altındayken, her daim ihanet şüphesi içindeyken, maddi manevi bir ilişkinin
geleceği için devamlı kaygı duyarken nasıl güzel görünebilir a karşıcins?
Denir ki, kadın sevildikçe güzelleşir. Ben bunun
savunucusuyum. Evet kadın sevildikçe güzelleşir. Kadın sevildiğini hissederse
sana daha güzel gülümser, neşe saçar, kendine güvenir, o hep sürmeye çekindiği
kırmızı/pembe ruju da sürer. Senin de onu daha çok sevesin gelir sevgili
karşıcins.
Yüzümüz, kıyafetimiz ruhumuzun aynası gibi bizim. İçimizde bir
sevgi bahar coşkusu yaratıyorsa, elbette dünyaya ışık saçacak kadar güzel
oluruz. İçimizde ihaneti, korkuyu, yalanı saklarken karanlıktan ötesi olamayız.
Bu kadının naif ruhuyla alakalı falan değil, bu feminist bi görüşün ürünü de
değil.
Bu salt bir gerçek.
Kadını daha güzel görmek istiyorsan daha güzel seveceksin.