Perşembe

Karbonhidratlar öcü mü?

Selam bunu okuyan herkese !
Bu blogda çok heyecanlıyım, zira her zaman yapmak istediğim fitness-sağlıklı beslenme konularına ilk adımım olacak bu. Blogumda bu değişikliğe gitmemin sebebi geçen ay itibari ile 3 yılımı doldurduğum bu fitness macerasında artık en azından kendi çevremde "danışılan" biri olduğumu düşünmem aslında :) ve dünyada beni daha mutlu eden bir durum yok sanıyorum.

Bu "fitneeeaaasğğğ kalp beeğn" girişinden sonra konumuza gelmek istiyorum.

Bildiğimiz gibi son yıllarda Dukan diyeti, Paleo, Atkins gibi beslenme programlarının magazinel açıdan ünlü olmasıyla kilo vermek için internette araştırma yapan ve malesef diyetisyen desteği almadan bu diyetlere başlayan çok kişi bu diyetlerden zarar gördü. Daha da kötüsü karbonhidratları "öcü" olarak görmeye başladı.

NE ZAMAN KÖTÜ OLDU BU KARBONHİDRATLAR?
Karbonhidratların "kötü" sayılması Sanayi Devrimi sonrası basit şekerlerin, tamamen insan üretimi yapay besinlerin ortaya çıkmasıyla oldu. ("Bilimsel Fitness - İlşad Özkan") Çünkü yüzyıllardır kendini evrilmeden sürdüren insan bedeni tamamen doğal beslenmeyi bırakıp, insan yapımı sahte içi boş besinler tüketmeye başladı, daha sonrasında kapitalizm ve satış kaygısı ile bunlara eklenen bağımlılık yaratıcı yabancı maddelere istemsiz alıştı.

PEKİ TAMAMEN MASUMLAR MI?
Karbonhidratların vücutta enerji kullanımında birinci sırada olması onları asla yağa dönüştürülmeden kullanılan besinler yapmıyor elbette, çoğunun şekerli, insan üretimi ve beyinde "beni ye beni ye!" uyarısı yapan kimyasallar taşıdığını düşünürsek asla masum değiller. Ancak sağlıklı olan ve tamamen çöp olan karbonhidratları birbirinden ayırabildiğimizde bize kısa vadede temiz enerji sunan, aynı zamanda lif açısından zengin olan sağlıklı/doğal olanları seçtiğimizde kilo vermede bize yardımcı bile olacaklardır.

TİRAJ KAYGILI, DÜŞÜK-SIFIR KARBONHİDRAT DİYETLERİ NASIL BAŞARI SAĞLADI?
Karbonhidratların en doğalı sayılabilecek meyevelerde dahi yüksek oranda şeker ve su vardır. Burada kesinlikle "aman meyve şekeri, meyve yemeyin." nidaları görmeyeceksiniz. Ancak şu bir gerçektir ki karbonhidratlar vucütta alındıkları andan itibaren tüm hücerelerinize yayılabilecek oranda su taşırlar. Böyle diyetlerin kısa vadede "görünür" sonuçlar sağlamasının sebebi aslında vücuttan bu suyun atılmasıdır. Bir süre sonra vücut bu suyun büyük bölümünü attığında sorunlar baş göstermeden önce (bağırsakların düzenli çalışmamaya başlaması, kaygı problemleri gibi) gerçekten kendinizi 1-2 beden incelmiş görürsünüz. Zaten bu bir yanılsama değildir, gerçektir ancak bir öğün karbonhidrat aldığınızda hücreler hasret kaldıkları suyu yeniden bünyelerine çekecektir ve vücudunuz şişer.
Haa duyuyoruz ki bu diyetlerle çok çok fazla kilolar veren insanlar var, yok değil, benim çevremde de çok fazla. Ancak bunun sebebi karbonhidratı kesmeleri değildir, bunun sebebi yenilebilecek şeyleri kısıtlayan bu diyetle aslında günlük kalori alımlarını kısıtlamalarıdır.

PEKİ NE YAPMALI?
Unutulmaması gereken şey her zaman kaybettiğimizin su-kas değil yağ olduğunu bilebilmek. Pasif bir moda kaygısı ile beden düşürmek değil, depolanmış yağlarımızdan kurtulup kalıcı bir sonuç elde etmektir. Bunu da almamız gereken kalori miktarını belirleyip bunun altında kalmak ve karbonhidrat-protein-yağ alımımızı hayatımızı zorlaştırmayacak şekilde kontrol altında tutmaktır.
Çünkü kabul edelim ki karbonhidratlar kolay tüketilip, kolay harcanıyor ancak beyinde karbonhidratlara duyulan istek de protein kaynaklarından daha fazla. Bu yüzden karbonhidrat alım miktarımızı azaltmak, bunu günde tek öğünde almak ya da gün içinde öğünlerimize 1/3 porsiyon halinde yaymak akıllıca olacaktır. Böylelikle vücut enerjiye ihtiyaç duyduğunda ilk kullanabildiği besine az miktarda erişeceğinden sıra yağlara gelebilecektir. 

KARBONHİDRATLARI TAMAMEN KESMEK PROFESYONEL SPORCU OLMAYAN HERKES İÇİN YANLIŞ OLACAKTIR.
Çünkü bu işi profesyonel yapan sporcular dışarıden bir çok ek ürün kullanır, buna rağmen lif eksikliğinden dolayı sindirim sistemi sorunları yaşarlar. Bu yüzden belki düşük şeker tüketmek için meyveyi kesmek/azaltmak veya ekmeği/hamurişini kesmek mantıklıdır, ancak baklagilleri, tahılları diyet süresince hayatımızda tutmak bize iyi çalışan bağırsaklar ve sürekli temiz enerji bulabilen metabolizma sağlar.


SONUÇ:
  • DOĞRU KARBONHİDRATLARI SEÇMELİ
  • "İSİMLİ DİYETLER"DEN UZAK DURMALI
  • HAYATIMIZDA UYGULANABİLİR BİR BESLENME PROGRAMI SEÇMELİ VE UZMAN GÖRÜŞÜ ALMALI
  • HERŞEYİN FAZLASININ ZARAR OLDUNU BİLMELİYİZ :)

    Okuduğunuz için teşekkürler!
    #ellyfit